BİR ESKİ ZAMANDI…

Bir eski zamandı, 2 Haziran’dı... Kozan’ın bilmem kaçıncı kurtuluşu kutlanıyordu. Küçük Onur konserinde denk gelmiştik seninle. Buz mavisi kot pantolon, beyaz yakalı kırmızı gömlek, saçların arkadan bağlı, gözünde sürme... Ulan, nasıl da güzeldin! Yoksul mahallenin en süslü ve en güzel kızı...Sen büyüdün ve baban daha çok rakı içmeye başladı. Dedikodular arttı, baban dert sahibi oldu. Kimle kavga etsin? Okumadın ki meslek sahibi etsin. Hangi bir yere yetsin? Baban haklıydı... Bir eski zamandı, Sen yazlık sinemadan geliyordun, kırmızı çiçekli bir elbiseyle. Gözlerin değdi bana Almancıların evinin orada... Güldün ve hatta göz bile kırptın. Sonra saçlarını savurdun ve devam ettin yoluna... Sinir olurdum sakız çiğnemene de, tek bir söz edemezdim. Karşında konuşacak kadar cesur olsam, bilsen ne hikâyeler, ne öyküler biriktirmiştim sana... Olmadı. Hepsi mahzun ve öksüz durur bir çekmecenin unutulmuş defterleri arasında... Bir eski zamandı, zemheri ayazıydı. Ben portakala giden işçiydim. 50’lik bir kamyonun kasasında, Saimbeyli Caddesi’nde kurbanlık danalar gibi yolculuk ediyordum. Sen ise Mevlana Konfeksiyon’un önünde durmuş, camekândan kendine mont bakıyordun. İlle de yakası kürklü olsun istermişsin. Ben portakala gelen kadınların yalancısıyım. Evdeki buğdayı satıp kürk almaya Adana’da, Gazipaşa’da, Kürkçü Behzat’a bizzat gittim de, Kapıdan kovdular beni. Tipim ve eşkâlim kürk sormaya müsait değildi galiba... Seni etkileyebilmek fikri, “defol git aklımdan” diyemiyorum tabii o zamanlar...Bir eski zamandı, bahar gelmişti memlekete... Turunç ağaçları çiçek açmış, Çerçi Mümin Amca kırmızı minibüsüyle mahalleye gelmiş, Annenle bacın koşmuştunuz hemen. Beni borç kapatmaya yollamıştı anam. Envai çeşit malzeme arasından bir tek beyaz güllü bir toka beğenmiş, Fiyatı pahalı geldi diye üzülmüştün. Yumruklarımı ve dişlerimi sıkıp, Seni böyle üzen yokluğun anasına bacısına sövdüydüm. Sen ve yanındakiler gidince Mümin Amca beni çağırmış, Elime beğendiğin tokayı verip, “Git derdini ona anlat, bana küfretme yeğenim,” demişti... Gidemedim Mümin Amca... Sadece evlerinin bahçesine attım verdiğin tokayı... Bir tek kendi düğününde taktı o tokayı. Tanrı kadar güzeldi be... Neyyse... (Kurtkaya)  
Benzer Videolar